23 Nisan 2012 Pazartesi

Hindi göğsü pişirme yöntemi..

Geçen hafta talihsiz bir haftaydı.. Erken tanı ile kıyısında durabildiğim bir durum sonunda tuzdan kesinlikle uzak durmam gerektiği (bir süreliğine neyse ki) ortaya çıkınca, bütün yemeklerimizi evde yapmaya başladık.

Yemeklerde tuz kullanmayınca aslında yediğimiz şeylerin gerçek tadını daha iyi anlayabiliyor insan. Çayı kahveyi şekerle içmekten vazgeçtiğimde de aynı şey olmuştu. Önemli olan o yemeğe yakışan tadı, baharatı bulmak..

Tuzla birlikte şeker ve beyaz un da yasaklanınca, bulgur pilavı baş yemeğimiz oldu. Bol soğanlı, domatesli, lezzet versin diye kekikli bulgur pek lezzetli oluyor.. Biraz da karabiber muhteşem yapabilir yemeğinizi..

Hindi göğsünü nasıl pişirelim diye düşünürken, hindi göğsünü yatay olarak ikiye bölerek biraz incelttik. Tavaya biraz yağ koyup (tabii ki zeytinyağı) hindi göğsünün her iki tarafını da tavladık. (yani hafif pembeleştirdik) Bu arada fırını 180 derecede ısıttık. Tavlama bitince, tavayı olduğu gibi (sapına dikkat.. metal saplı olsun..:P :) ) fırının içine koyduk, üzerine taze biberiye ve susamla süsledik. Yaklaşık 10 dakika pişirdikten sonra hindimiz muhteşem bir şekilde pişmişti.. İşte yine kolay bir yemek... işte yine lezzet ve sağlık.. yanına bir de salata.. BUDUR...;)





Afiyet olsun...

15 Nisan 2012 Pazar

İBATECH ve İŞ KADINLARI KONSEYİ İŞ PLATFORMU

Yine bir süredir yazmıyorum farkındayım. Aslında cümleyi yazacak hal kalmıyor şeklinde değiştirsek daha mı iyi olacak nedir..:))

Geçtiğimiz hafta, en boş günümüz pazartesiydi onda da annemin doktoruyla görüşmemiz vardı. %70 kakao oranlı çikolatamızı da hazırladık. Salı günü, cuma günü verilecek ikramlıkların hamurları hazırlanmaya başlandı. Fıstık dolgulu çikolatalar yapıldı ve ÇOCUKLATALAR hazırlandı. Yeni süprizimiz çocuklata... bir sonraki yazımda onu da anlatacağım. Çarşamba günü fırın bütün gün çalıştı, cuma günü yapılacak ikramlıklar hazırlandı, İstanbul a gidecek çikolatalar kutulandı, gidecek eşyalar, notlar toparlandı.. Perşembe sabahı 5 te 7:15 uçağına yetişmek üzere kalktık, uçağımıza bindik ve ver elini İstanbul, İBATECH fuarı... 2 yılda bir düzenlenen pasta ve ekmek teknolojileri fuarı büyüleyici bir yer. Bir sürü yeni ürün, yeni fırın, yeni dolap, yeni insanlar tanıdık. Ablam, Ece ve Emre'yle çok keyifli bir akşam yemeği yedik. Gece 11 30 uçağımız rötar yapınca sabaha karşı 2 30 da eve geldik. Yattığımda saat 3 30 olmuştu. Sabah yine 7 de kalkıp duş yapıp süslenip püslenip İZMİR TİCARET ODASI İŞ KADINLARI KONSEYİ PLATFORMUNA katılmak üzere Hilton'a gittik. Masamızı yerleştirdik.. Ziyaret eden dostlarımıza çikolatalarımızdan ikram ettik. Çocuklata'yı tanıttık.. Canım kızım Gülşah ta bana destek olmaya geldi. Bütün dostlarla birlikteydik, çok yorulduk ama çok eğlendik..

Akşam 8 de eve geldiğimde Şeker hanım beni çok özlemişti. Ben de onu.. kanepede bir uyumuşuz... sabaha kadar.. yatağa geçip uyumaya devam ettik.. uyandığımda öğlendi.. Üniversiteden beri ilk defa 16 saat uyumuşum..:)))

Çok yoğun, çok koşturmacalı ama ÇOK GÜZEL BİR HAFTAYDI...

Dostlar iyi ki varsınız..

Herkese bu kadar güzel haftalar diliyorum..