23 Ekim 2011 Pazar

Balık & Ekmek, güzel yemek...

Yine bir pazar, ama bu pazar mutsuzuz.. Van da yaşananlar çok acı.. Ne yardım yapabiliriz diye araştırıyoruz. Ama çok öfkeliyim. Öfkemi bir önceki yazımda yazdım. Tekrarlamayacağım.

Akşama doğru acıkmalar yaklaşınca klasik bir pazar yemeği yapalım dedik. Şantiye dönüşü Karşıyaka çok katlı pazarına girdik. Aman ne güzel meyvalar, sebzeler... Tazecik.. Evdeki donmuş bezelye ile birlikte kullanmak üzere havuç alalım, kıyma da var. Tam buğday unundan katmerli hamur açayım bir cins talaş böreği yapalım derken balıkları gördük. Hepsi pırıl pırıl, gözler cam gibi.. sardalyalar neredeyse kıpırdayacak. Çok bakınca oynuyormuş gibi geliyor o kadar taze..:)))) hemen program değişti. Sardalya alındı..

Eve gelir gelmez, ekmek mayaladım. Haftalık ekmeğimiz de bitmişti. Ekmek mayalanırken balıkları Atilla ayıkladı. (en ağır iş ona düştü.. ama ben balıkların içindekileri çekip alamıyorum. İçim eziliyor..:( ) Bu arada aldığımız kabak yıkandı temizlendi kesildi.. tencereye kondu. 1/3 oranında şeker, kaşık ta bal konacaktı kiii.. bal kalmamış. Onun yerine Bozdağ'dan aldığımız pekmezden koydum. Vanilya baklası ve karanfil de koyabilirsiniz ama ben koymadım. Kabak lezzetli gözüküyordu. Gerçekten de piştikten sonra gördük ki lezzetli ve susuz bir kabakmış. Kabağı hemen ateşe koydum. Kapağını kapattım, altını kıstım.

İlk mayalama sonrasında ilk hamur..

Ekmeği mayalarken yaklaşık 750 gr tam buğday unu kullandım. İçerisine 1 çorba kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı tuz ve 1 paket yaş maya koydum. Tuz hariç hepsini unun ortasına koydum. Tuzu una serptim. Ilık bir su ile yavaş yavaş parmak uçlarımla karıştırmaya başlayarak güzel, pürüzsüz bir hamur yaptım. Ağzı kapalı bir kaba koyup mutfakta ocağın yakınlarına yerleştirdim.

kabak, şeker ve pekmez...

Yaklaşık 40 dakika kadar sonra hamur 2 katına büyüdü. Hamurumu 3 e bölüp (farklı büyüklüklerde yaptım. ) şekil verip, üzerine un serpip, üzerlerini çizip, bir örtüyle örtüp 15 dk daha beklettim. Bu arada fırını yaktım. 200 dereceye ayarladım. 15 dk sonra fırın tam ısısındayken ekmekleri içerisine koydum. Fırının içine biraz su serptim. Bu ekmeğin kabuğunun daha kıtır olmasını sağlıyor. Aklınızda bulunsun.10 dakika sonra fırının ısısını 180 dereceye indirdim ve bir 20 dakika daha pişirdim. Ekmekler çıktıktan sonra soğutma teline alıp üzerlerini tekrar temiz bir mutfak beziyle örttüm. Tam soğumadan keserseniz hamur olur, bilginize...:))
hamuru 3 e böldüm. Bekletmek için tepsiye koydum. Sonra üzerlerini örttüm.

15 dk bekledikten sonra biraz kabardı..

Pişmiş ekmekler.. Toparlacıklar...

Bu arada balıklar tepsiye sıralandı. Üzerlerine biraz zeytinyağı gezdirildi. Yarım limonun suyu, tane karabiber kondu. Ekmekler fırından çıkınca, fırının ızgara ayarına geçtik ve yaklaşık 10 dk sonra balıklarımız pişmişti..


 
Üstteki resim çiğ halleri, alttaki resim pişmiş halleri..
Balığı çok pişirdiğiniz zaman içerisindeki bütün faydalı yağlar çıkıyor ve balığın hiç bir faydası kalmıyor. "Suyunda" diye bir kavram var.. Pişmiş ama kurumamış olacak..


Çok acıkmıştık, soğumasını bekleyemedik. Önce bıçakla kesmeye kalkıştım. Hamur oldu gibi .. bende elimle kopardım. çok sıcak ya.. tutamadım doğru düzgün..:)))

Talaş kebabı yapmayı düşünürken aldığımız havuçlardan da rendeleyip havuç salatası yaptım. İçine çocukluğumdaki gibi biraz sirke biraz limon ve zeytinyağı koydum. Sıcak ekmeğimiz, balığımız, salatamızla ekonomik, çabuk ve lezzetli bir pazar yemeği yedik.. Bize afiyet oldu.. Darısı Van daki kardeşlerin başına..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder