Akşama doğru acıkmalar yaklaşınca klasik bir pazar yemeği yapalım dedik. Şantiye dönüşü Karşıyaka çok katlı pazarına girdik. Aman ne güzel meyvalar, sebzeler... Tazecik.. Evdeki donmuş bezelye ile birlikte kullanmak üzere havuç alalım, kıyma da var. Tam buğday unundan katmerli hamur açayım bir cins talaş böreği yapalım derken balıkları gördük. Hepsi pırıl pırıl, gözler cam gibi.. sardalyalar neredeyse kıpırdayacak. Çok bakınca oynuyormuş gibi geliyor o kadar taze..:)))) hemen program değişti. Sardalya alındı..
Eve gelir gelmez, ekmek mayaladım. Haftalık ekmeğimiz de bitmişti. Ekmek mayalanırken balıkları Atilla ayıkladı. (en ağır iş ona düştü.. ama ben balıkların içindekileri çekip alamıyorum. İçim eziliyor..:( ) Bu arada aldığımız kabak yıkandı temizlendi kesildi.. tencereye kondu. 1/3 oranında şeker, kaşık ta bal konacaktı kiii.. bal kalmamış. Onun yerine Bozdağ'dan aldığımız pekmezden koydum. Vanilya baklası ve karanfil de koyabilirsiniz ama ben koymadım. Kabak lezzetli gözüküyordu. Gerçekten de piştikten sonra gördük ki lezzetli ve susuz bir kabakmış. Kabağı hemen ateşe koydum. Kapağını kapattım, altını kıstım.
İlk mayalama sonrasında ilk hamur..
kabak, şeker ve pekmez...
hamuru 3 e böldüm. Bekletmek için tepsiye koydum. Sonra üzerlerini örttüm.
15 dk bekledikten sonra biraz kabardı..
Pişmiş ekmekler.. Toparlacıklar...
Üstteki resim çiğ halleri, alttaki resim pişmiş halleri..
Balığı çok pişirdiğiniz zaman içerisindeki bütün faydalı yağlar çıkıyor ve balığın hiç bir faydası kalmıyor. "Suyunda" diye bir kavram var.. Pişmiş ama kurumamış olacak..
Çok acıkmıştık, soğumasını bekleyemedik. Önce bıçakla kesmeye kalkıştım. Hamur oldu gibi .. bende elimle kopardım. çok sıcak ya.. tutamadım doğru düzgün..:)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder